Milliyetçilik, yaklaşık üç yüzyıldır insanlığın gündeminde yoğun bir şekilde yer almakla birlikte kökeni çok daha eskilere dayanan bir fikir akımıdır. Ancak bu akım, 1789 Fransız Devriminden sonra Avrupa milletleri ve ardından da Osmanlı İmparatorluğunu oluşturan uluslararasında hızlı bir şekilde yayılmıştır. Türkler arasında ise İslamcılık, Osmanlıcılık ve Batıcılık akımlarından sonra rağbet görmeye başlayan milliyetçilik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte devletin resmi ideolojisi haline gelmiştir. Bu çalışmada, felsefî bir problem olarak ele alınacak olan milliyetçiliğin ontolojik ve epistemolojik açıdan bir değerlendirmesi yapılmaya çalışılacaktır.
Nationalism, although it has been in the agenda of mankind rather intensively for the past three centuries, is a movement of thought that dates back to much older times. Yet, after the French Revolution in 1789, this movement, spread with a fast pace among the European nations at first and later among the nations that constituted the Ottoman Empire. Nationalism found favour among Turks after Pan-Islamism, Ottomanism and Westernism but more specifically became the official ideology of the state after the establishment of the republic. This study deals with nationalism as a philosophical problem and aims to make an ontological and epistemological evaluation of it.